İyi bir Yönetici, usta bir satranç oyuncusu gibi olmalıdır.

Neden mi?

Satranç hassas dengelere dayalı bir oyundur.

Aslında oyun demek biraz hafif kaçar. Düşünce ve sezgi savaşı demek daha doğru olur.

Satranç süreklilik demektir.

Yüzde yüz odaklanmaya dayalıdır.

Satrançta zarafet, saygı, anlayış vardır.

Satranç oyuncusu baştan sona kadar sakin kalmak zorundadır. Yoksa kaybeder. Öfke ve acele mağlubiyetin hazırlayıcılarıdır.

360 derece bir bakış açısına sahip olmayı gerektirir.

Usta bir oyuncu tek bir hamlesinin nelere yol açacağını önceden hesaplar. Birkaç hamle sonrasını planlar. Rakibinin olası hamlelerini doğru analiz eder.

Yönetici için de benzer bir durum vardır.

Tek bir kararının gelecekte nelere neden olabileceğini o anda hesaplamalıdır. Bu özellikle insan yönetimi için zorunludur. Çoğu kayıplar bu yüzden yaşanmaktadır.

Satranç ustası tahtadaki her bir oyuncunun özelliklerini ve gücünü çok iyi bilir. Her birisi için usta adımlar olanlar ve onlardan en yüksek verimi alır.

Bilir ki, ön sırada dizili olan her bir piyon potansiyel bir vezirdir. Her birisini buna göre değerlendirir. Gerekli olduğunda ve en doğru zamanda feda yapar.

Tıpkı her bir garsonun, barmenin, resepsiyonistin, kominin, kat görevlisinin ya da bir başka departmandaki çalışanın potansiyel bir yönetici adayı olması gibi.

İyi bir yönetici iyi bir satranç oyuncusu olmalıdır.

Bu, ona, sabır, analiz yeteneği, uzun vadeli düşünme becerilerini kazandırır.